Meryem Akın
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. AVRUPA
  4. Sevgili Gençlik, bu mektubu hangi dilden yazmalıyım?

Sevgili Gençlik, bu mektubu hangi dilden yazmalıyım?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sahi, sen hangi dilden anlarsın artık?

Kalabalıklar arasında sessizce ağlamayı mı,yoksa gülüşlerin ardına gizlenmiş kırgınlıkları mı?

Kelimelere mi güveniyorsun hâlâ,yoksa gözlerin çoktan sözün ötesine mi geçti?

Biliyorum, bu çağ seni aceleye çağırıyor. Ama içindeki zaman, hâlâ çocuk sesleriyle mi uyanıyor sabaha karşı?

Ne zaman büyüdün sen?

Ne zaman unuttun düş kurmayı, oyuncaklardan önce kaygılarla tanıştın?

Seni hep tanımlamak istediler:

Z kuşağı dediler, dijital dediler, kayıp dediler… Ama hiç seninle oturup da konuştular mı?

Gerçekten merak ettiler mi seni, yoksa sadece seni anlamadan yönetmeye mi çalıştılar?

Sevgili gençlik, Bir sabahın adıydın sen bu topraklarda. Bir rüyanın başlangıcı, bir milletin yeniden doğuşuydun.

Peki şimdi…O rüyayı hatırlıyor musun?

Yoksa başkalarının kurguladığı kabuslarda mı yaşıyorsun artık?

Kim olduğunu biliyor musun gerçekten,yoksa herkesin senden olmanı beklediği kişiye mi dönüştün yavaşça?

Kendin olmaya cesaretin var mı hâlâ,yoksa herkes gibi görünmenin güvenli yalnızlığında mı saklanıyorsun?

Biliyorum, yoruldun.

Sürekli bir şey olman gerektiğini söylediler sana.

Bir meslek, bir başarı, bir etiket… Ama insan önce “hiçbir şey” olarak var olamaz mı?

Hiçliğin içinden doğmaz mı en sahici kimlikler?

Sevgili gençlik, Susmanın da bir dili var. Ve sen o dili iyi biliyorsun.

Çünkü en çok sen sustun; konuştuğunda değil, sustuğunda duyulmak istedin. Ama kim gerçekten duydu seni?

Kim omzuna dokunup “Seni anlıyorum” dedi hiç?

İçindeki karanlık seni korkutmasın. Çünkü yıldızlar, karanlık olmasa görünemezdi. Senin de içinde parlayan, küçük ama inatçı bir yıldız var. Peki, ne zaman kendine inanmayı bırakmıştın?

Ne zaman “Ben bu değilim” demeyi unuttun?

Sana bu mektubu yazarken,kelimeler birer su damlası gibi dökülüyor yüreğimden. Çünkü sen,sadece geleceğin değil, henüz tamamlanmamış bir duanın cevabısın. Ey gençlik, Bir sabah ol kendine. Bir ilk adım. Bir Samsun.Sadece yürü, ama yürüdüğün yeri hatırla.Çünkü yol, hatırlayanlara kendini açar. Kalbini inciten her şey seni büyütmeye çalışıyor olabilir mi?

Belki de bu sancı, doğmakta olan bir hakikatin sesi. Ve sen…Sen o hakikatin kendisisin.

Kendine iyi bak. İnancına, umuduna, yarına sahip çık. Ve bil ki, birileri seni gerçekten görüyor. Senin varlığını, gürültüsüz bir mucize gibi kutluyor. Adını bilmediğin ama seni gören bir yürekle, Zamana düşülmüş bir not gibi, Sonsuz güvenle…

Sevgili Gençlik, bu mektubu hangi dilden yazmalıyım?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Kirmizi Bülten ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin