Yüzyıl bireyinin iç dünyasına bakıldığında, sıkça karşımıza çıkan kavramlardan biri “egoizm”dir.
Günümüzde çoğu zaman olumsuz çağrışımlarla anılsa da, egoizm hem psikolojik hem de felsefi düzeyde çok daha karmaşık ve tartışmalı bir olgudur.
Bu yazıda egoizmin iki farklı disiplindeki yansımalarını inceleyerek, bireyin benlik arayışı ile toplum arasında nasıl sıkıştığını anlamaya çalışacağız.
Psikolojik Açıdan Egoizm: Sağlıklı Benlik mi, Narsistik Savunma mı?
Psikolojide egoizm, bireyin kendi ihtiyaçlarını öncelemesi anlamında kullanılır. Bu bağlamda, bir miktar egoist olmak, kişinin ruhsal bütünlüğünü koruyabilmesi için gereklidir. Freud’un yapısal kuramında “ego”, bireyin gerçeklikle uyumlu bir benlik algısı geliştirmesine hizmet eder. Ancak bu denge bozulduğunda, egoizm sağlıklı bir benlikten saparak narsistik savunmalara dönüşebilir.
Özellikle narsistik kişilik bozukluğunda birey, kendi ihtiyaç ve arzularını mutlaklaştırır; karşısındakini nesneleştirir.
Modern psikolojide ise “sağlıklı egoizm” kavramı gündemdedir. Kendi sınırlarını çizmek, hayır diyebilmek, öz değerini koruyabilmek sağlıklı egoist bir tutum olarak değerlendirilir. Ancak dijital çağda birey, sosyal medyada sürekli kendini teşhir etmeye ve onay aramaya yönelince, egoizm hızla tüketim nesnesine dönüşür.
Felsefede Egoizm: Ahlaki Bir Duruş mu, Bireyci Bir Sapma mı?
Felsefi bağlamda egoizm, bireyin çıkarlarını ahlaki temele yerleştirmesidir. Thomas Hobbes’a göre insan doğası gereği bencildir ve toplum düzeni bu içsel bencilliğin dizginlenmesiyle mümkün olur. Diğer yandan Ayn Rand gibi objektivist filozoflar, bireysel çıkarı yücelterek “ahlaki egoizm”i savunurlar.
Rand’a göre birey, kendi aklını ve değerlerini merkeze alarak yaşamalı, başkalarının beklentileriyle değil kendi hedefleriyle var olmalıdır.
Felsefede egoizm, yalnızca bireyi değil toplumun doğasını da sorgular. Toplum, bireyin kendini gerçekleştirmesine engel mi olur yoksa onu destekler mi?
Egoist birey, toplumu tehdit eden bir figür mü yoksa onun motor gücü mü?
Sonuç: Egoizmin İncelikli Dengesi Egoizm, çağımızın anahtar kavramlarından biridir. Ne mutlak bir kötülük ne de sorgusuz bir erdemdir.
Psikolojide bireyin sağlıklı sınırlarını savunurken, felsefede özgürlüğün ve bireyselliğin temelini oluşturabilir. Ancak her durumda, egoizmin sınırını çizmek, kişinin kendine ve topluma karşı sorumluluğuyla şekillenir.
Toplumsal yabancılaşmanın arttığı bu çağda, sağlıklı bir egoizmin topluma entegre olabilen bireyler yaratma potansiyeli vardır.
Ne mutlak özveri ne de kontrolsüz bireycilik…
Belki de çözüm, bu iki uç arasında salınan ince çizgide, yani bilinçli bir benlikte saklıdır.