Mardin, büyüleyici atmosferiyle adeta bir açık hava müzesini andıran, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle insanı kendine hayran bırakan muhteşem bir şehir. Taş işçiliğinin ustalıkla işlendiği dar sokakları, binlerce yıllık geçmişiyle zamana meydan okuyan yapıları ve Mezopotamya Ovası’na açılan eşsiz manzaralarıyla, her köşesinde başka bir hikâye saklıdır.
****
Barış, insanlığın en değerli kazanımlarından biridir. Savaşlar, çatışmalar ve anlaşmazlıklar, toplumları yıpratırken, barış süreci umut, birlik ve refah getirir. Dünyanın birçok noktasında barışa ulaşmak için büyük çabalar harcanmaktadır ve tarih, barış süreçlerinin toplumları nasıl olumlu yönde dönüştürdüğüne dair sayısız örnekle doludur.
****
Mardin, tarih boyunca farklı kültürlerin ve inançların bir arada yaşadığı kadim bir şehirdir. Dar sokaklarında yankılanan ezan sesleriyle kilise çanlarının ahengi, Mardin’in barışın ve hoşgörünün sembolü olduğunu gösterir.
Bu şehir, farklılıkların bir arada barış içinde yaşayabileceğini kanıtlayan bir örnektir. Barış süreci, yalnızca silahların susması anlamına gelmez; aynı zamanda kalıcı bir uzlaşı ve toplumsal iyileşmenin sağlanmasıdır.
Geçmişte düşman olan tarafların masaya oturması, diyalog kurması ve ortak bir çözüm arayışına girmesi, insanlığın en büyük erdemlerinden biridir.
Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığına karşı verilen mücadelede Nelson Mandela’nın uzlaşmacı yaklaşımı veya Avrupa’da barışın korunması adına Avrupa Birliği’nin kurulması, barışın insan hayatına nasıl olumlu etkiler bıraktığının güçlü örnekleridir.
******
Barış süreçleri, sadece savaşları sona erdirmekle kalmaz; aynı zamanda ekonomik ve sosyal kalkınmayı da beraberinde getirir. İstikrarlı ve barış içinde yaşayan toplumlar, eğitim, sağlık ve teknoloji alanlarında ilerleme kaydederek bireylerin refah seviyesini yükseltir.
Çatışmaların sona erdiği bölgelerde turizm canlanır, ticaret artar ve insanlar geleceğe daha büyük bir güvenle bakar.
Toplumların barışı kalıcı hale getirebilmesi için adalet, eşitlik ve hoşgörünün ön planda olduğu politikalar benimsenmelidir.
Barış süreci, yalnızca devletler ve liderler arasında gerçekleşmez; bireylerin de barış kültürünü benimsemesi, toplumsal uzlaşının temeli olur.
Empati, karşılıklı anlayış ve hoşgörü, toplumları bir araya getiren en güçlü bağlardır.
Sonuç olarak, barış süreci, insanlığın ortak geleceği için en değerli yatırımdır.
ARZU SAMAT
