Son günlerdeki ülke gündemi ile ilgili gelişen olaylarda ve protestolarda gençlerin sokaklardaki gücünü hep birlikte izledik.
Sosyal medya, meydanlardan gelen videolarla dolup taştı. Bir yandan dans edenler, öte yanda renkli pankartlar, kostümler…
Bazen güldük, bazen hayran kaldık, bazen de sadece izledik. Bunlara anlamaya çalışmadan kızanlarımız da çoktu..
İlk bakışta bir “direniş” gibi görünüyordu ama derinlemesine baktığınızda bu kalabalıkların arkasında siyasi taleplerle birlikte, seslerini duyurma ve dikkat çekme arzusu vardı.Gençler haykırıyordu onları anlayamayanlara: “Hayatı sizler kadar ciddiye almıyoruz!” diye. Bu haykırış, ciddi mesajdı aslında onları yok sayanlara görmek istemeyenlere…
Her açıdan haklıydılar galiba, onları eleştirmek yerine, hafifçe biraz dahi olsa anlamaya çalışsak sorunumuz çözülürdü gibi geliyor bana..
Çünkü biliyorum ki, hayatı yük gibi omuzlayan biz yetişkinler, onların bu tavrına içten içe imreniyoruz onlar yapmadıklarımızı, yapamadıklarımızı yaptıkları için.
Ama bu gösterilerin içinde dikkatimi çeken, daha derin ve düşündürücü bir detay vardı:Gençler ellerinde bayraklar ya da dövizler taşımakla kalmıyor, kostümlerle de alana geliyorlardı.
Batman, Joker, Pikachu, Spiderman…Hollywood’un ve batı’nın çizgi dünyasından fırlamış gibi bir görüntü vardı meydanlarda.
Çünkü gençler bu günün çocuklarıydı.Ve onların bilinçaltına kendi kahramanlarımızı, kendi hikâyelerimizi, kendi masallarımızı yerleştiremeyen bizlerdik.
Bugün bir Keloğlan ya da Nasreddin Hoca kostümüyle alana çıkmak, bir Superman kadar etkileyici gelmiyorsa, bu bizim başarısızlığımızdır.
Çocuklarımızın hayal gücünü, karakterlerini, kahramanlarını biz şekillendiremedik. Onlara çağdaş bir Dede Korkut sunamadık.
Anadolu’nun efsaneleri, hikâyeleri, gerçek kahramanları zamanla tozlu raflara karıştı. Yerine, gökyüzünde uçan hayali pelerinli adamlar geldi. Oysa bizim gerçekten uçan Hazerfan Çelebi’miz vardı..
Bugün kaybettiğimiz bir gençliğimiz yok, yetiştiremediğimiz eğitmekte yetersiz kaldığımız, gurur duymamız gereken çocuklarımız var.
Belki de ilk önce bu masalın sonunu yazmalıyız.Ve artık, kendi hikayelerimizi yazmaya yeniden başlamalıyız.
Ama bu sefer milletine sevdalı kendi kahramanlarımızla…
ARZU SAMAT