Geçtiğimiz günlerde Hintli bir generalin açıklaması sosyal medyada dolaşmaya başladı.“Gerekirse Türkiye’yi havaya uçururuz” demiş.
İlk anda ciddi olduğunu düşünmedim. “Herhalde yanlış çevrildi” dedim. Ama hayır, gayet net bir ifadeydi. Ve bir o kadar da talihsiz…
Cümle o kadar absürt, o kadar komik ki, insan nereden tutsun bilemiyor.
Bu tehdit hangi aklın mahsulü?
Türkiye gibi bir devleti, kökü bin yıl öncesine dayanan bu milleti cümle içinde “havaya uçurmak” cüretine sahip olmak için ya tarihi hiç bilmemek gerekir, ya da ciddiyetle bağın çoktan kopmuş olması.
Türkiye, öyle sıradan bir ülke değildir. Bir devletin sadece sınırlarıyla değil, hafızasıyla da ayakta durduğunu bilenler,bizim için “toprak” kelimesinin ne anlama geldiğini bilir.
O toprak ki; her karışı, bir yiğidin son nefesiyle mühürlenmiş ve bu millet mazluma kucak açan, zalime karşı dik duran, yeri geldiğinde en gür sesi çıkaran millettir.
Filistin’de, Bosna’da, Karabağ’da, Arakan’da, Somali’de…
Nerede bir feryat varsa, önce bizim bayrağımız görünür.
çünkü Türk beklenendir..
O bayrağın gölgesi, sadece gölge değil, sığınaktır.
Biz Türkiye olarak “Yurtta sulh, cihanda sulh” demiş bir milletin çocuklarıyız ama bu cümleyi “pasiflik” sananlar çok yanılıyor.Barış bizim için bir ilkedir.
Tehdit karşısında susmak, hiçbir zaman bizim karakterimiz olmadı.Hintli generalin sözleri sadece diplomatik açıdan değil, insani açıdan da üzücü.
Askeri açıdan düşünürsek birileri hadsiz, cahil generale kurban bayramını beklemeden o taptığı ineğe kurban diye yedi hisse girip sonra karşısında afiyetle pişirip afiyetle yiyeceğimizi anlatmalı.
Anlayacağınız bir üst düzey askerin ağzından bu derece sorumsuzca çıkan cümleler, önce kendi ülkesine zarar verir.
Çünkü tehdit değil, diyalog kurar devletler.
Kibir değil, akıl kazanır sonunda.
Tüm bu yaşananlar gösteriyor ki, Türkiye her zaman mazlumun umudu, zalimin korkusudur. Ve bu, diriliş birilerinin uykusunu fazlasıyla kaçırıyor olmalı.
Kendi coğrafyasına söz geçiremeyenlerin, başka coğrafyalar için cümle kurması, tarihin hep tanık olduğu bir trajikomedi olmuştur.
Son sözüm, sayın generale! Biz bu tür söylemleri çok duyduk, çok gördük.
Lunu unutmayın!
Türkiye’yi havaya uçurmak isteyen çok oldu. Merak eden şanlı Türk tarihine baksın
ARZU SAMAT
