Arzu SAMAT
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Delikanlılık öldü mü?

Delikanlılık öldü mü?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eski ilişkilere bir bakın…

Neden o zamanlar aşklar daha uzun ömürlüydü?

Neden evlilikler kolay kolay yıkılmazdı?

Çünkü kadın gerçekten kadındı, erkek de adam gibi adamdı.

Ben babaannemin bir gün olsun aç kalma endişesi taşıdığını hatırlamıyorum.

Zira dedem, nasıl olursa olsun, akşam elinde ekmeğiyle eve döneceğinin garantisini verirdi. Çünkü onun için “sorumluluk” bir seçenek değil, karakter meselesiydi.

Bugün ise güven yerine belirsizlik, vefa yerine bencillik, sorumluluk yerine bahanecilik aldı başını gitti.

Erkek dediğin, sadece cinsiyetten ibaret hale gelirse, kadın da zamanla “Hem anne, hem baba, hem eş, hem de delikanlı” olmaya mecbur kalır.

Şimdi soruyorum: İlişkiler mi değişti, yoksa ilişkilere değer biçen bizler mi ucuzladık?

Bir de diyorlar ki, “Dişil enerji azaldı!”

Yahu, dişil enerji dediğin şey tek başına sahneye çıkmaz ki! Onu açığa çıkaran, besleyen, büyüten şey eril enerjidir.

Mesele, kadınların feminen tarafını kaybetmesi değil, erkeklerin maskülen enerjiyi ortadan aniden buharlaştırması!

Delikanlılığın, sahiplenmenin, güven vermenin rafa kalkması…

Hal böyle olunca, kadın da el mahkûm, eksik bırakılan rolü üstlenmek zorunda kalıyor.

Düşünün, eskiden bir kadın sevdiğinin omzuna yaslanırken huzur bulurdu.

Şimdi o omzu bulabilirse şükrediyor, bulamazsa kendi omzuna kendisi yaslanıyor!

İşte asıl trajedi burada.Bırakın Allah aşkına, kadın kendine yakışanı yapsın! Nazını yapsın, cilvesini koysun, trip atsın! Çünkü bunlar bir kadının doğasında var.

Ama ne mümkün?

Geçmişten günümüze gelen av ve avcı sistemi ciddi bir arıza veriyor baylar! Erkekler köşeye çekilmiş, kadınların peşlerinden koşmasını bekliyor.

Eskiden sevdiği kadını kazanmak için dağları delenler vardı, şimdi ise bir mesaj bile atmaktan aciz bir nesil yetişiyor.

“Beni seven peşimden gelir” diyerek oturduğu yerden aşk bekleyen beyler, size sesleniyorum: Bu oyunda yanlış yere dizildiniz! Tek gecelik ilişkiler gırla…

Adam gece aynı yatağı paylaştığı kadını, sabah sokakta görse selam vermeyecek hale gelmiş. Duygusal sorumluluk almak yok, fedakârlık zaten unutulmuş.

Halbuki siz, bir kadının saçının teline zarar gelmesin diye dünyayı ateşe verenlerin torunu değil misiniz?

Eğer gerçekten delikanlılığın ölmediğini iddia ediyorsanız, bunu ispatlayın! Çünkü aşkın, sadakatin, sahiplenmenin değerini bilmeyen bir nesil, ne aşık olabilir ne de gerçekten sevilebilir…

Delikanlılık öldü mü bilmiyorum ama, insanlık topyekûn kan kaybediyor!

Buradan tüm hemcinslerime sesleniyorum: Anaçlığınızı, dişiliğinizi, zarafetinizi koruyun! Çünkü bu dünyada kadın, kadın olmaktan vazgeçerse, erkek de neyi kaybettiğini anlamaz!

Ve işte çözüm önerim: Dünyadaki tüm kadınlar olarak, aynı anda, aynı saniyede, hep beraber sosyal medyayı ve telefonlarımızı kapatalım!

Bir düşünün…

O bildirimler düşmeyecek, o mavi tikler yanmayacak, story’lere bakan kimse olmayacak.

Ne mi olacak?

Erkekler panikleyecek! Çünkü artık kimse “N’aber?” mesajlarına cevap vermeyecek, ilgi görmek için paylaşılan pozlara beğeni atılmayacak, tüketim çılgınlığına dönüşen ilişkiler bir anda kesintiye uğrayacak.

O zaman belki anlarlar…

Kadının sadece ulaşılabilir olduğu sürece değerli olmadığını, aslında varlığıyla bir düzen inşa ettiğini. İşte o gün, bir ihtimal delikanlılık da yoğun bakımdan çıkıp gözlerini açar! 😉

Delikanlılık öldü mü?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Kirmizi Bülten ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin