Modernlik iyi bir şey mi?
Kime göre, neye göre?
Bazılarına göre modernlik, ilerlemenin ta kendisi. Teknolojinin, konforun, bireysel özgürlüklerin kutsandığı bir dünya. Ama ben bazen durup şöyle düşünüyorum: Gerçekten daha mı özgürüz, yoksa sadece zincirimizi kendimiz mi seçtik?
Modernlik, insanın kendini Tanrı yerine koymasıyla başladı. Önce kutsalı öldürdük. Ardından anlamı toprağa verdik, üstüne de betondan bir hayat diktik.
Duyguları ölçüp biçemediğimiz için, onları da çürümeye terk ettik. Aklı putlaştırdık; düşünmeyi sevdik, ama hissetmeyi unuttuk.
Bize özgürlük vaat etti modernlik. Ama ne pahasına?
Köksüz, inançsız ve yönsüz bireyler olduk. Hep bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz ama nereye gittiğimizi bilmiyoruz.
Çok şey biliyoruz, ama neden yaşadığımızı unutuyoruz. Bir düşünün; biz bu topraklarda büyüdük. Sıcacık sofralarda dua ederek, büyüklerimize saygıyla, komşularımıza güvenle…
Bizim hikâyemiz Batı’nın hikâyesine benzemiyor. Ama biz ısrarla onlara benzemeye çalışıyoruz.
Olmuyor.
Modernlik belki bize konfor sundu. Ama karşılığında ruhumuzu aldı. Bu adil bir ticaret mi sizce?
Modern kadına bakıyorum…
Kendini özgür sanıyor, çünkü zincirini kendi seçmiş. Annelikten uzaklaşmış, kariyere sığınmış. Aşktan yorulmuş, bedene yatırım yapmış.
Kutsal gidince, kendi suretine tapar olmuş.Modernleşmiş ama insanlaşamamış.
Modern erkek de pek farklı değil.Güçlü görünmeye mecbur hissediyor, çünkü içi boş.Sorumluluk almıyor, ama özgürlüğüyle övünüyor.
Aileden uzaklaştı, aidiyeti unuttu. Kadını anlamıyor çünkü kendini hiç tanımadı. Omzunda yük yok belki, ama ruhu çökmüş.
Ben nostalji yapmıyorum. Teknolojiye düşman değilim. Ama şu soruyu sormadan da edemiyorum: Modernleşmek uğruna nelerden vazgeçtik?
Ve en önemlisi… buna gerçekten değdi mi?
ARZU SAMAT