ZİRVE Mİ DAHA SOĞUK? ALÇAKLAR MI? ‘TÜRKİYE DE İŞ İNSANI OLMAK!’

Onlar, sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp, akıllarındaki yüzlerce planla güne başlayan insanlardı. İşlerini büyütmek, yeni fırsatlar yaratmak, bir ekip kurup onları daha iyi yerlere taşımak için her gün çabalayan ama çoğu zaman fark edilmeyen kahramanlardı. Başarılarının ardında, sayısız uykusuz gece, belki de hiç kimsenin bilmediği fedakarlıklar vardı.

Toplum, genellikle sadece büyük zaferleri görmeye eğilimliydi; ancak o zaferlerin arkasındaki mücadeleyi, yalnızlığı, tereddütleri ve yorgunluğu nadiren fark ederdi. Gereği kadar değer görmeyen bu iş insanları hem ayakta kalmak hem de başkalarına fırsatlar sunmak için çırpınırken, çoğu zaman takdir edilmeden yollarına devam ederlerdi.

Kimi zaman bir kararın ağırlığını omuzlarında hisseder, kimi zaman başarısızlığın sessiz acısıyla baş başa kalırlardı. Ama yine de pes etmez, yollarına devam ederlerdi. Çünkü onlar için iş sadece bir kazanç kapısı değil, bir var oluş biçimiydi.

Görülmediklerini bilseler de, bir gün verdikleri emeğin iz bırakacağını umarak, sessiz ama kararlı adımlarla ilerlerlerdi. Ve belki de en büyük zaferleri, değer görmeseler bile değer yaratmaya devam etmeleriydi.

Türkiye’de iş dünyası, dinamik ve hızlı değişen yapısıyla dikkat çekerken, iş insanları uzun yıllardır en büyük problemlerden biri olarak nitelikli eleman bulamama sorunuyla karşı karşıya. Bir yanda iş arayan binlerce kişi varken, diğer yanda ise şirketler doğru yetkinliklere sahip çalışan bulmakta zorlanıyor. Bu paradoks, iş dünyasının büyümesini ve sürdürülebilir kalkınmayı doğrudan etkiliyor.

İşverenler Açısından Sorunlar.

1- Nitelikli İşgücü Eksikliği:

İş insanları, özellikle teknik bilgi ve deneyim gerektiren alanlarda yetişmiş eleman bulmakta zorluk çekiyor. Sanayi, teknoloji ve yazılım sektörlerinde kalifiye çalışan eksikliği ciddi bir sorun haline gelmiş durumda.

2- İş Gücü Devir Hızı (Turnover):

Özellikle genç çalışanlar, daha iyi maaş veya kariyer fırsatları için sık sık iş değiştiriyor. Şirketler, yatırım yaparak yetiştirdikleri elemanları kaybetmekten şikayetçi.

3- Mavi Yaka İşçi Bulamama:

Sanayi ve üretim sektörlerinde çalışacak eleman bulmak giderek zorlaşıyor. Gençlerin çoğu masa başı işlere yönelirken, fabrikalarda ve üretim tesislerinde çalışacak yeterli insan bulunamıyor.

4- İşgücü ve Eğitim Uyumsuzluğu:

Üniversitelerden mezun olan gençlerin, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu yetkinliklere sahip olmaması önemli bir problem. Teorik eğitimin pratik becerilerle desteklenmemesi, mezunların iş bulmasını, işverenlerin de uygun çalışanı istihdam etmesini zorlaştırıyor.

Çalışanlar Açısından Sorunlar

1-Düşük Maaşlar ve Geçim Sıkıntısı:

Çalışanlar, özellikle enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında aldıkları maaşların yetersiz olduğunu düşünüyor. İş değiştirmenin en büyük nedenlerinden biri maaşların piyasa koşullarına uygun olmaması.

2- Kariyer ve Gelişim Fırsatlarının Sınırlılığı:

Birçok çalışan, iş yerlerinde yükselme şansı bulamıyor veya gelişimini destekleyecek eğitimler alamıyor. Bu da motivasyon kaybına ve uzun vadede işten ayrılmalara yol açıyor.

3-Çalışma Koşullarının Zorluğu:

Uzun çalışma saatleri, düzensiz mesai ve ağır iş yükü, birçok sektörde çalışanları zorlayan faktörler arasında. Bu durum özellikle hizmet, perakende ve sanayi sektörlerinde öne çıkıyor.

Çözüm Önerileri

Mesleki Eğitimin Güçlendirilmesi:

Üniversiteler ve meslek liseleri, sektörle daha entegre hale getirilmeli, uygulamalı eğitimler artırılmalı.

Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi:

Maaşların enflasyona uygun şekilde güncellenmesi ve sosyal hakların genişletilmesi gerekiyor.

İşveren-Çalışan Dengesi Kurulmalı:

Çalışan sadakatini artırmak için iş yerinde daha iyi kariyer planlaması yapılmalı ve çalışanların iş yerinde değer gördüğünü hissetmesi sağlanmalı.

Devlet Desteği ve Teşvikler:

Özellikle sanayi ve teknoloji alanlarında nitelikli eleman yetiştirilmesi için devlet destekli projeler artırılmalı.

Türkiye’de iş insanları ve çalışanlar arasındaki bu dengesizlik, doğru adımlarla yönetildiğinde, ekonomik kalkınmanın önünü açabilir. Kalifiye iş gücüyle buluşan iş dünyası, hem işverenlerin hem de çalışanların beklentilerini karşılayarak daha sürdürülebilir bir iş ortamı yaratabilir.

MERYEM AKIN